NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
284 - (519) حدثني
عمرو الناقد
وإسحاق بن
إبراهيم (واللفظ
لعمرو قال:
حدثني عيسى بن
يونس. حدثنا
الأعمش عن أبي
سفيان، عن
جابر. حدثني
أبو سعيد الخدري؛
أنه دخل على
النبي صلى
الله عليه
وسلم. قال:
فرأيته يصلي
على حصير يسجد
عليه. قال:
ورأيته يصلي
في ثوب واحد،
متوشحا به.
{284}
Bana Anıru'n-Nakîd ile
İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Amr'ındır. Bana İsa b. Yunus rivayet etti.
(Dediki): Bize A'meş, Ebu Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti.
(Demiş ki): Bana Ebu Saıd-i Hudrî rivayet ettiki Kendisi Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girmiş. Dediki:
— Onu bir hasır üzerinde
namaz kılarken gördüm. Hasırın üzerine secde ediyordu. Bir de onu bir elbise
içinde, elbiseyi boynuna dolamış olarak namaz
kılarken gördüm.
285 - (519) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قالا:
حدثنا أبو
معاوية. ح قال
وحدثنيه سويد
بن سعيد.
حدثنا علي بن
مسهر. كلاهما
عن الأعمش،
بهذا الإسناد.
وفي رواية أبي
كريب: واضعا طرفيه
على عاتقيه.
ورواية أبي
بكر وسويد:
متوشحا به.
{285}
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe ile Ebu Kureyb rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Ebu Muâviye rivayet
etti. H.
Bana bu hadîs'i Süveyd
b. Saîd dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Alî b. Müshir rivayet etti. Bunların
ikisi de A'meş'den bu isnâdla rivâyetde bulunmuşlardır.
Ebu Kureyb'in
rivayetinde: «Elbisenin iki ucunu omuzları üzerine koyarak.» Ebu Bekir ile
Süveyd'in rivayetlerinde ise: «Elbiseyi boynuna dolamış olarak» ifâdeleri
vardır.
İzah:
Bu hadîsi Buhari «Kitabu's-Salat»'ın
muhtelif yerlerinde: Ebu Hureyre, Ömer b. Seleme ve Cabir b. Abdillah
(R.A.)'den tahrîc ettiği gibi Tirmizî Nesâî ve İbni Mace. dahî aynı bahisi muhtelif ravîlerden rivayet etmişlerdir.
Sevb: Elbise demektir.
Kelimenin asıl mânası; dokunmuş bez, keten, ipek ve yün gibi şeylerdir. O
zamanlar tam takım elbise biri izâr, diğeri ridâ olmak üzere iki sevb'den ibaretti.
îzâr; bele bağlanır; ridâ da omuza alınırdı. Bunların ikisi bir hülle ederdi.
Burada Sevb'den murâd ridâdır. Ridâ'nın giyiniş tarzı: Sağ omuzuna attığı ucu,
sol omuzunun altından geçirerek; sol omuzuna attığını da sol kolunun altından
çıkararak iki ucunu ya göğüs üzerinde, yahut sırt tarafından bağlamakla olur,
Bu şekil giyinişe: Teveşşüh, iltifat ve istimal adları da verilir. Bu giyinişde
elbisenin bir parçasını boyuna dolayıp bağlamanın hikmeti, rüku' ederken
elbisenin düşmemesi ve namaz kılan kimsenin kendi avret mahallini görmemesidir.
Fukahâ bir elbise
içinde namaz kılmanın caiz olduğuna ittifak etmişlerdir. Yalnız İbni Mes'ud
(R.A.) buna kail olamamış; Tâvus, İbrâhîm Nehaî, bir rivâyetde İmam Ahmed b.
Hanbel, Mâlikiler'den Abdullah b. Vehb, îbni Cerîr-i Taberî'de bir tek elbise
içinde namaz kılmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir. Onlara göre bir elbiseden
başka giyecek şey bulamayan kimsenin o elbiseye sarınarak namaz kılması yine
mekruhdur. Sünnet vecihle kılmış olmak için onu giymiş olması îcab eder.
Delilleri Tahâvî'nin rivayet ettiği İbni Ömer hadîs'idir. Mezkur hadîs'de
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Biriniz namaz kıldığı
vakit iki elbisesini de giysin: Zîrâ huzuruna ziynefli çıkmaya en lâyık olan
zât Ailâh'dır. İki elbisesi olmayan kimse namaz kılarken elbisesini giysin.
Yahudiler gibi namaz kılarken ona sarınmasın!»
buyurmuşlardır. Hadîsi
Beyhakî dahî rivayet etmiştir.
Ashabı Kiram ile
Tâbiî'nin ulemâsı bir tek elbise içinde namaz kılınabileceğine kail
olmuşlardır. Ashâb'dan buna kail olanlar: îbni Abbâs, Ebu Hureyre, Ebu Saîd-i
Hudrî, Ali b. Ebu Tâlib, Muâviyetü'bnü Ebî Süfyân, Enes b. Mâlik, Hâlîd b.
Velîd, Câbir b. Abdillâh, Ammar b, Yâsir, Übey b. Kâ'b, Aişe, Esma ve Ümmü Hânî
(Radiyallahu anhum);
Tabiînden de Hasan-ı
Basrî, Muhammed b. Sîrîn, Şâ'bî, Saîd b. El-Müseyyeb, Ebu Selemete'bnü
Abdirrahmân, Muhammed b. Hanefiyye, Atâ' b. Ebî Rabâh, İkrime ve Ebu Hanîfe
hazerâtı ile fukahâ'dan Ebu Yusuf, Muhammed, İmam Mâlik, îmam Şâfiî, bir
rivayet de İmam Ahmed b. Hanbel, İshâh b. Râhuye ve pek çok zevât'dır. Bunlar
babımız hadîsleri ile istidlal etmişlerdir. Hattâ Tahâvî; «Başka elbise bulduğu
hâlde bir tek etbiseye sarınarak namaz kılmanın caiz olduğunu bildiren hadîsler
tevatür derecesini bulmuşdur.» demiş ve bu bâbda onbir sahabeden rivayetler
serdetmiştir. Bundan başka bu bab'da Ebu Hureyre, Câbir, Selemetü.bnü Ekvâ',
Enes, Amr b. Ebî Esed, Ebu Saîd-i Hudrî, İbni Abbâs, Âişe, Ümmü Hânî,Ammâr b.
Yâsir, Talk b. Alî, Ubâdetü'bnü Sâmit, Huzeyfe, Alî' b. Ebî Tâlip, Muâz b. Cebel,
Muâviyetü'bnü Ebî Süfyân, Ebu Ümâme, Ümmü Habîbe, Ümmü Fadıl ve daha birçok
ashâb-i kiram (Radiyallahu anhum) hazerâtından rivayetler vardır. Bütün bu
hadîslerden anlaşıldığına göre bir tek elbise içinde namaz kılmakdan nehy
tahrîm için değil, tenzih içindir.
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in hasır üzerinde, namaz kılması yere bir şey yayarak
üzerinde namaz kılınabileceğine delildir. Cumhur-u Ulemâya göre hasır gibi
nebatî, yahut seccade gibi yün veya yapağıdan dokuma şeyler üzerinde namaz kılmak
mekruh değildir. Bu hususda Kaadı İyâz şunları söylemiş'dir: «Yerden yetişen
nebâtât'dan yapma seccade üzerinde namaz kılmakda hiç bir kerahet yokdur.
Nebatî olmayan yaygı, keçe v.s. gibi şeyler üzerinde dahî bilicmâ namaz
sahîh'dir. Lâkin sıcak ve soğuk gibi ihtiyâçlar müstesna, yer hepsinden
efdaldir. Çünkü namazın sırrı Allah'a tevazu' ve hudu'dur.»